Beslenme ve Diyetetik


(1) Merkezde bakım hizmetinden yararlanan engelli bireylerin beslenmesinin niteliği ve servisi ile ilgili aşağıdaki hususlara uyulur:

a) Merkezlerde yemek listeleri engelli bireylerin yaş ve fiziki gelişimleri, mevsimsel özellikler, bölgenin şartları, kişi başı gıda rasyonu dikkate alınarak merkezde görev yapan ya da sözleşme usulüyle çalışan bir diyetisyen tarafından hazırlanır. Hazırlanan yemek listesi aylık evraklarla birlikte il müdürlüğüne gönderilir. İl müdürlüğünce görevlendirilecek diyetisyen tarafından incelenen yemek listesinde engelli bireylerin yaş ve fiziki gelişimleri, mevsimsel özellikler, bölgenin şartları, kişi başı gıda rasyonu dikkate alınarak listede değişiklik yapılması istenebilir. Yemek listesinin hazırlanmasında,  merkezde kalan engellilerin istek ve eğilimlerine dikkat edilir.

b)  Engelli bireylerin beslenme ihtiyacı, yatılı merkezlerde en az üç ana ve iki ara öğün, gündüzlü merkezlerde ise en az bir ana ve bir ara öğün verilerek karşılanır.

c) Sağlık durumları sebebiyle özel diyet hazırlanması gereken engelli bireyler için tabibin tavsiyeleri doğrultusunda diyet yemeği hazırlanır.

ç)  Engelli bireylere verilen yemek numuneleri numune kaplarının üzerine tarih ve öğün yazılarak yetmiş iki saat muhafaza edilir.

d) Merkez tarafından gerçekleştirilecek gezi ve piknik benzeri sosyal faaliyetler için farklı yemek listesi hazırlanabilir.

e) Yemek salonlarına kendiliğinden gelemeyen ya da hasta olan engelli bireyin yemeği bulunduğu yerde ve gerektiğinde yardımla yedirilir.

f) Merkezde bakım altında bulunan engellilerin, obezite ile mücadele, sağlıklı yaşam ve fiziksel aktivitelerden yararlandırılmaları amacıyla gerekli çalışmalar ve düzenlemeler yapılır.

Bakım Hizmetleri


Bakım hizmetleri,  engelli bireyin bakımına yönelik kişisel bakım ve psiko-sosyal destek hizmetlerini kapsar.

(2) Engelli bireyin özellikleri dikkate alınarak aşağıda belirtilen bakım hizmetleri sunulur:

a) Kişisel bakım hizmetleri;

1) Banyo yaptırılması,

2) Tuvalet ihtiyacını gidermede yardım edilmesi ve gerektiğinde temizliğinin yapılması,

3) Tırnaklarının kesilmesi,

4) Saçlarının taranması,

5) Dişlerinin temizlenmesi,

6) Yiyecek ve içecek ihtiyacının giderilmesi,

7) El, yüz ve ayak temizliğinin yapılması,

8) Saç ve sakal tıraşının yapılması,

9) İstenmeyen tüylerin temizlenmesi,

10) Elbiselerinin giydirilmesi ve çıkarılması,

11) Burun ve kulak temizliğinin yapılması,

12) Yatağının temizlenmesi ve düzeltilmesi,

13) Odasının temizlenmesi,

14) Çamaşırlarının yıkanması,

15) Tehlikelere karşı korunması ve gözetilmesi,

gibi hizmetleri içerir.

b) Psiko-sosyal destek hizmetleri;

1) Engelli birey ailesinin, engelli bireyi ve engel durumunu kabullenmesine ve bilgilendirilmesine yönelik olarak kişisel veya grup çalışması yöntemleriyle verilecek hizmetler,

2) Engelli bireyin mevcut durumunu ve yerleştirildiği ortamı kabullenmesine, bilgilenmesine ve gelişim alanlarında desteklenmesine yönelik olarak kişisel ve grup çalışması yöntemleriyle verilecek hizmetler,

3) Engelli birey ve ailesinin sosyal haklarını ve mevcut kaynaklarını etkin kullanmasına yönelik olarak kişisel ve grup çalışması yöntemleriyle verilecek hizmetler,

4) Engelli bireyin bağımsız yaşama, sosyal hayata uyumuna ve katılımına yönelik sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikler ile bu tür etkinliklere katılabilmesi için gerekli refakat hizmetleri,

5)Engelli bireyin terk edilme, reddedilme, engellilik durumunu kabullenememe, ümitsizlik, intihar etme, yalnızlık ve sevgisizlik gibi olumsuz duygulardan kurtarılmasına, depresyon ve stres gibi durumların yaşanmasının engellenmesine yönelik olarak kişisel veya grup çalışması yöntemleriyle verilecek hizmetler,

gibi kişisel bakım ve psiko-sosyal destek hizmetlerini içerir.

Psikoterapi Desteği


Psikoterapilerin şizofreni tedavisinde sosyal ve nörobilişsel işlevler açısından olumlu etkileri vardır.

Şizofreni tedavisinde psikoterapinin uygun ilaç tedavisi ile birlikte kullanılması tedavi yüzdesini arttırmaktadır. Psikiyatrist ile hasta arasındaki güven ortamı, özellikle şizofreni tedavisinde psikoterapi uygulamasını doğrudan etkilemektedir.

Şizofreni tedavisinde içgörü yönelimli ve destekleyici psikoterapi olmak üzere iki türlü bireysel psikoterapi uygulanır. Şizofrenide psikoterapist hasta ilişkisi, psikotik olmayan vakalara göre farklı özellikler gösterir. Bir şizofren ile ilişki kurmak oldukça zordur. Yakınlığa ve güvenmeye ihtiyatlı yaklaşan şizofreni hastaları, birisi yakın ilişki kurmak istediğinde şüphelenirler, geri çekilme gösterirler ve anksiyete yaşarlar. Terapist hastayı çok iyi sezinlemeli, onun uzaklığını, kuşkularını, korkularını, titizlikle izleyip sabır ve içtenlik göstermelidir. Aceleci bir yaklaşım veya aşırı bir samimiyet hasta tarafından istismar girişimi, rüşvet, yaşam alanına müdahale gibi algılanabilir.

İç görü yönelimli psikoterapi ile şizofreni tedavisinde hastanın uygunsuz kişilerarası ilişkileri yeniden biçimlendirilir. Geçmiş ve bugünkü ilişkileri gözden geçirilen hastaya maladaptif davranışları gösterilmeye çalışılır. Burada terapistten hastaya olan aktarım (transferans) terapötik etkiyi sağlar. Geçmişten bugüne aktarılan maladaptif kişilerarası ilişkiler psikoterapi sürecinde işlenir.

Destekleyici psikoterapilerde hastanın şikayetlerini, duygularını anlayarak, bunların gerçeklikle uyum sağlaması hedeflenir. Hasta ile işbirliğinin sağlanması, hastalık belirtileri ile mücadele edilmesi, gerçeği değerlendirmeyi sağlama, ilaç uyumu ve düzenli kullanımın sağlanması, benlik savunmalarının güçlendirilerek işlevsel savunmaların kullanılmasının sağlanması, günlük sorunların çözümü, hastanın hastalığıyla ilgili bilgilendirilmesi, hastaya aile desteğinin sağlanması gibi konular tedaviye yardımcı olacaktır.

Grup psikoterapileri de şizofreni tedavisinde etkin yöntemlerdir. Gerçek yaşam, sorunlar ve ilişkiler üzerine odaklanılır. Mesajlar sadece terapist tarafından değil, grup üyelerince de verildiğinden daha gerçekçi algılanmakta, bundan dolayı da bireysel psikoterapiye göre bazen daha etkili olmaktadır. Bağlılık duygusunun artmasında, gerçeği değerlendirme yetisinin kazanılmasında ve sosyal yalıtımın azalmasında grup terapilerinin büyük faydası olmaktadır. Grup terapilerinin yeniden hastaneye yatış oranlarını büyük ölçüde düşürdüğü görülmüştür.

Sosyal beceri eğitimi de şizofreni tedavisinde önemli yer tutar. Sosyal beceri eğitimi bir çeşit davranışçı terapidir. Hastalıkla ve yaşamsal zorluklarla baş etme yöntemlerini öğrenip, bunu bir beceri haline getirmeyi hedefler. Kişinin işlevselliği becerileriyle doğru orantılıdır. Ruhsal ve toplumsal beceriler bazı bireylerde hastalık sürecinde kaybedilirken, bazılarında zaten hiç gelişmemiştir. Model alma, rol oynama ve sosyal pekiştirmenin kullanıldığı teknikler sosyal beceri eğitiminde kullanılır. Hastaların başkaları ile ilişkilerini düzenleme, ilaç tedavisine uyumu sağlama, hastalığın uyarıcı belirtilerini tanıma terapinin amaçlarındandır.

Şizofreni tedavisinde aile terapisi de şarttır. Aile bireyleri hastalık hakkında bilgisizlik ve hastalığı inkardan dolayı hastayı günlük aktivitelerine dönme konusunda aceleci davranabilirler, onun davranışlarını yorumlama hataları yapabilirler. Hastayı ve hastalığı anlama konusunda aile bireyleri çok iyi bilgilendirilmelidir. Ailede geleceğe dönük umut ve gerçekçi beklentiler oluşturulmalıdır. Şizofrenide aile terapisinde stresi azaltma, baş etme becerilerini kazandırma, sosyal ilişkileri geliştirme, duygusal yoğunluğu kontrol etme üzerinde çalışılır. Aile terapisi özellikle nükslerin önlenmesinde etkili olmaktadır.

Şizofreni tedavisinde bilişsel davranışçı terapi uygulamaları ise, hastanın kendine yönelttiği etiketlemeyi ortadan kaldırmayı, hastalıkla bağlantılı öznel sıkıntının yok edilmesini, halüsinasyon ve hezeyanlarla baş etmeyi, şizofreniye eşlik eden anksiyete ve depresyonu gidermeyi hedefler. Psikoterapi sürecinde bellek, dikkat ve kavramsal düşünme gibi bilgi işleme yetileri düzeltilmeye çalışılır. Amaç temel düşünce süreçlerinin içeriğini değiştirmektir. Bu sağlandığında sanrısal düşüncelerin nasıl değiştirileceği, halüsinasyonlarla nasıl baş edileceği öğrenilecektir. Bilişsel davranışçı terapiler şizofreninin negatif belirtileri üzerinde de olumlu etkiler yapmaktadır.

Uğraşı terapilerinde de uygun iş yerleri, yarım veya tam günlük iş programları veya el sanatları benzeri aktivitelerle oyalanma sağlamak ve eski becerilerini tekrar kazandırmak hedeflenir. Burada psikiyatrist ve psikologlar kadar sosyal çalışmacı, hemşire, uğraşı terapisti gibi tüm meslek profesyonellerinin aktif rol alması gerekmektedir. Yakın zamanlarda ülkemizde de yapılmaya çalışılan, toplum içinde tedavi yöntemi giderek yaygınlaşmakta, medikal tedavinin yanı sıra rehabilitasyon ve psikososyal desteğe özel önem verilmektedir.

Mutluköy Bakım Merkezi olarak şizofreni tedavisinde, medikal tedavinin yanında psikoterapi uygulamalarıyla nüksleri önlemeyi ve pekiştirmeyi amaçlarken çeşitli uğraşı terapileri, dışa vurumcu sanat terapileri ile toplum içinde tedaviye özel önem veriyoruz.

Periyodik Doktor Kontrolü


Mutluköy Bakım Merkezinde  yakınlarınız her zaman güvende olacaktır. Uzman doktor kontrolündeki misafirlerimize, her türlü sağlık sorununda profesyonel hasta bakımı  hizmeti verilerek derhal müdahale edilmektedir. Merkezimizde kalan konuklarımız gerekli durumlarda özel ambulans servisimizle en kısa zamanda hastaneye ulaştırılacaktır. Kurum içerisinde müdahale edilemeyecek sağlık sorunlarında, misafirlerimizin yakınlarına derhal haber verilerek, durumdan haberdar olmaları sağlanacaktır.

Özel ambulansla hastaneye götürülmesi gerektiği durumlarda misafirlerimizin yanında uzman sağlık görevlisi refakatçi olarak bulunacaktır.